Çocuklara Allah’ı Anlatmak

Özkan Öze

Bu konuda, en başta bizzat çocuklar olmak üzere pek çok kere, pek çok kimse ile konuştum.
Öğretmenlerle, anne babalarla, profesör seviyesinde ilâhiyatçı hocalarla, ihlâslı din âlimleriyle, her zaman fikirlerinden istifade ettiğim psikolog ya da pedagog dostlarımla ve çeşitli branşlardan, ortak dertlerimiz olan eğitimcilerle…
Hemen her seferinde üzerinde ısrarla durduğum en önemli konu; bu zamanda çocuklara Rablerini esma ve sıfatları ile tanıtmanın en kolay yolu olduğuna inandığım ‘yeryüzü âyetleri’ oldu!
Çoğunlukla derdimin anlaşılmış olmasından ve muhataplarımın da aynı dertten muzdarip olduğunu görmekten mutluluk duydum.
Ancak bazen umulmadık karşılıklar gördüğüm de oldu.

– Hocam bu işler öyle çiçek, böcek, kelebek anlatarak olmaz!
– Pardon ama ben hoca değilim hocam!
– Belli oluyor zaten!

Zavallı kulaklarım şunları da duydu:

– Bilim başka din başka! Allah ile atomun ne alâkası var şimdi yani?
– Yaratıcısı olmak gibi bir alâkası var, yetmez mi sizin için?
– Ya o tamam. Biz de Allah’a inanan insanlarız. Benim babam falan hep hacıydı! Ama şimdi camide namaz kılınır, laboratuvarda bilim yapılır.
– Eee! Ben ne diyorum? Camide ‘soğuk fizyon’ deneyleri mi yapalım diyorum? Zaten havalar da soğuk, ihtiyarlar üşüyor!
– Ama siz benle dalga geçiyorsunuz!

Bir keresinde de hiç ummadığım yüksek yüksek makamlarda bir takım zatlardan şöyle bir karşılık aldım. Aslında bunu ben hak ettim zira, biraz hızlıca ve yine ezbere konuşmuştum…

– Yeryüzü âyetleri ile çocukları bir araya getiremediğimiz sürece onların akıl ve kalplerinde sağlam, dosdoğru bir tevhid inancını oturtamayacağız! Onlara Allah’ı hatta bütün iman esaslarını gereği gibi anlatamayacağız. Yeryüzü âyetleri, bizim için büyük bir imkân; neden bunu değerlendirmiyoruz? Yeryüzü âyetleri, dinî eğitimimizin gündemine neden bir türlü giremiyor?
– Yeryüzü âyetleri derken, Kur’an’da yeryüzü ile ilgili âyetler var, onlardan mı bahsediyorsunuz?

“Yok, hayır!” desem olmayacak; “Evet aynen öyle!” desem de eksik olacaktı! Çünkü Kur’an’da, develerden, dağlardan, denizlerden, arılardan, karıncalardan, kanatlarını aça kapata gökyüzünde uçan kuşlardan, incirden, zeytinden, bir sineğin kanadından bahseden pek çok “yeryüzü âyeti” olduğu gibi; yeryüzü de, serâpâ Allah’ın âyetleri ile dolu idi…
Dahası Kur’an-ı Kerim, yeryüzü âyetleri ile bizi yeryüzünün âyetlerine dikkat etmeye, bakmaya, üzerlerinde düşünmeye davet ediyordu. Fakat bu davete icabet ettiğimiz pek söylenemezdi…
Özellikle çocuklara yönelik dinî eğitimin müfredatında, Resulullah Aleyhisselam ve Kur’an-ı Kerim’den sonra bizlere Rabbimizi tarif eden en büyük üçüncü tarif edici, yeryüzünün âyetlerine, kâinat kitabının mucizevî satırlarına yer yoktu…
Bu, Sinan adında bir mimardan bahsedip, Süleymaniye Camii’nden, Selimiye’den, Drina Köprüsü’nden, o muhteşem su kemerlerinden, hanlardan, hamamlardan, çeşmelerden, yüzyıllardır sapasağlam duran kubbelerden, Sinan’ın harikulade sanatkârlığından, sırrı bugün bile tam olarak çözülememiş ince mühendislik hesaplamalarından hiç bahsetmemek gibi bir şeydi…
Çocuklara Rablerini anlattığımız derslerde, çiçeklerden, böceklerden, dağlardan, denizlerden, yıldızlı semalardan, yedi kandilli süreyyadan, dünyamızın hem lambası hem de sobası olan Güneş’ten, eğer orada olmasaydı hiçbirimizin aklına “şurada geceleri soğuk beyaz-mavi ışık veren bir gece lambası olsaydı ne iyi olurdu!” diyemeyeceği Ay’dan bahsetmediğimiz sürece de, bir şeyler hep eksik kalacaktı…

La ilâhe illallah ne demek?

Aşağıdaki metni 4. sınıfa giden kızımın çantasından çıkardığım Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi kitabından aynen aldım. Metin, Kelime-i Tevhid’in ne anlama geldiğini 4. sınıfa giden bir çocuğa anlatmayı hedefliyor.

“Tevhit; birlik, birleme anlamına gelir. Kelime-i tevhit, Allah’ın bir ve tek olduğunu belirtmek için söylenen sözdür.
Allah inancının en kısa ve en öz ifadesidir. Kelime-i Tevhit’i söyleyen kimse, tek yaratıcının Allah olduğunu; onun eşinin, benzerinin ve ortağının bulunmadığını ifade etmiş olur.”

Nasıl? Harika değil mi? Oldukça öz ve mümkün olduğunca anlaşılır bir dil ile yazılmış gibi görünüyor. Bunu ezberleyen bir çocuk TEOG’da ya da her hangi bir sınavda “kelime-i tevhit” ile ilgili hiçbir soruyu kaçırmaz emin olun. Eğer bu kadarı size yetiyorsa sorun yok ama çocuğunuzun kelime-i tevhid’i sadece öğrenmesini değil anlamasını da istiyorsanız, o zaman bundan çok daha fazlasına ihtiyacınız var demektir.