Akıl Tek Başına Metafizik Gerçekleri Görebilir mi?
Bu asırda her şeyi maddede aramak, maddi ölçüleri esas almak hastalığı- o kadar yayılmış ki, en kat’i ve açık şeylerde de zihinlere vesvese veriyor. yalnız maddi ilimler içine dalıp maneviyattan uzaklaşarak boğulmak derecesine gelen insanları, her şeyde aklı öne sürüp, aklı almadığı veya aklının yetişmediği şeyleri, ya “hurafe” diyor, reddediyor; veya tamamen inkar ediyor. Hatta daha da ileri giderek “gözümün görmediği şeye inanmam” diyor. Katmerli cehalet bu. Yalnız gözü görmediği şeye inanmak, sadece hayvana mahsus… Bir hayvanın önünde hendek veya uçurum var. Bu uçurumu ona, görmeden anlatabilir misiniz?.. Fakat, insan görmediğini, gördüğüne kıyas ederek, yani mukayeseler yaparak anlayan bir varlıktır. Mesela, karşıda bir duman gördünüz. Orada ateş yandığını anlamaz mısınız? Dumanı hayvan da görür. Fakat, ateşini varlığını, dumanı görmekle anlayamaz. Akıl anlamak içindir. Neyi anlamaya çalışacak?.. Kendi başına elbette kainatın ve kendisinin gayelerini, neticelerini anlayamaz. Hadiseler bizim aklımızla olmuyor. Öyleyse bu alemin sahibine kulak verecek, O’nu anlamaya, dinlemeye çalışacak. Çünkü yapan bilir, bilen konuşur.